26 Ocak 2014

Kazığa Geçirilmişler Ormanı (9)

Fatih Sultan Mehmet'le Drakula arasında eninde sonunda bir savaşın olacağı bilinmektedir. Çünkü Fatih, Osmanlı'nın fetih politikası gereği gözünü Avrupa'ya dikmiştir. Balkanlardaki ülkeleri de Osmanlı'ya bağlamak istemektedir böylece. Sonunda kaçınılmaz olan savaş, Fatih'in Eflak'ın üzerine yürümesiyle başlamış olur. Amacı, Drakula'nın başkenti Tirgovişte'yi ele geçirip Osmanlı topraklarına katmaktır.

Fatih'in ordusu Drakula'nın ordusundan hem sayıca hem de teknik olarak çok üstündür. Drakula'nın üstünlüğüyse savaşın kendi topraklarında olacak olmasıdır. Bir başka avantajı da, Fatih'i, Osmanlı ordusunu, ordunun savaş taktiklerini çok iyi tanıyor olmasıdır. Çünkü, daha önce de söylendiği gibi, Drakula altı yıl boyunca, 12 yaşından 18 yaşına kadar Osmanlı sarayında yaşamıştır. 

Bizzat Fatih'in komutanlık ettiği Osmanlı birlikleri Drakula'nın karargâhına çok yaklaştıklarında, Drakula geri çekilme taktiği uygular. Bu taktikle düşmanı ülkesinin savunma için oldukça elverişli olan bölgelerine çekmeyi amaçlamaktadır. Sık ormanlar, aşılması hayli güç Karpat Dağları, Tuna Nehri civarındaki bataklıklar Drakula'nın elini güçlendirmektedir.

Drakula'nın "yanık toprak" taktiği denilen ilginç bir yöntemi de vardır. Buna göre, ordusunu kuzeye yönlendirir ve her yeri boşalttırır, kendi köylerini yaktırır, kentlerini ateşe verdirip hayalet kentlere dönüştürür. Daha sonra bütün tarlaları da yaktırır, su kuyularını zehirletir. Osmanlı top arabalarının geçişini önlemek için setler yaptırır, akarsuların yönünü değiştirir, çukurlar kazdırarak dibine kazıklar çaktırır. Bütün bunları yaptıktan sonra ordusunu dağlara ve ormanların derinliklerine çeker. 

Fatih'in ordusu, Drakula'nın tüm bu önlemlerine karşın Tuna Nehri'ni aşmayı başarır, ne var ki yedi gün boyunca ilerlemesine rağmen tek bir canlıyla karşılaşamaz. Ordu içecek su bile bulamaz bir haldedir. 

1462 haziranıdır. Fatih ordusuyla birlikte başkent Tirgovişte'nin önüne varır. Bunun üzerine Drakula Fatih'in ordugâhına ani bir gece saldırısı düzenler. Drakula'nın Fatih'i öldürmek için özel olarak görevlendirdiği askerleri, Fatih'in çadırı yerine yanlışlıkla diğer komutanların çadırlarına yönelmeseler belki de Fatih öldürülmüş olacaktı. Bu gece saldırısı Osmanlı ordusunda büyük bir endişe yaratır ve moral bozukluğuna neden olur. Sonraki günlerde de çarpışmalar sürer. Bu çarpışmaların birinde Drakula'nın kendisi de yaralanır. Çarpışmaların sonunda her iki taraf da ağır kayıplar verir, ancak Osmanlı ordusunun kaybı Drakula'nınkinin üç katı kadardır.

Fatih, ordusunu biraz geri çekerek Drakula'nın başkentine bir daha saldırmak için hazırlıklara başlar. Bu arada Drakula da hazırlıklarını yapar, kalesinin kapılarını kapattırır ve savunma pozisyonuna geçer. Birkaç gün sonra Fatih hazırlıklarını tamamlar ve ordusunun başında bir kez daha Tirgovişte üzerine yürür. 

Osmanlı ordusu başkentin yüz km. kadar kuzeyindeki bir ovaya yaklaştığında karşılaştığı manzara karşısında dehşete düşer. "Kazığa geçirilmişler ormanı" adını alacak olan bu ovada daha önceki çarpışmalarda esir alınmış binlerce Osmanlı askeri, yakıcı güneşin altında kazığa geçirilmiş bir halde bulunur.

Bu görüntü karşısında bütün komutanlarının ve askerlerinin cesaretinin kırıldığını gören Fatih daha fazla ilerleyemez ve geri çekilir. Edirne'ye, oradan da İstanbul'a gider. 

Böylece çocukluklarının altı yılını birlikte geçiren bu iki adamın, Fatih ile Drakula'nın savaşı kazanan ve kaybeden olmadan sonuçlanır. 



Tüm Drakula yazıları




Kaynak: Drakula ya da Kazıklı Voyvoda Eflak Prensi III. Vlad Tepeş'in Yaşamı, 
Radu R. Florescu, Raymond T. McNally, Çev.: Ali Cevat Akkoyunlu, Doğan Kitap.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.

Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.

Sayfa başına git