12 Ocak 2014

Havva Anamız, Pandora Bacımız

Bir görüşe göre şöyle oldu:

Baştanrı Zeus, tanrılardan Hephaistos'a Pandora Bacımızı yaratmasını buyurdu, o da su ve toprak kullanarak Pandora'yı yarattı. Öbür tanrılar da ona birçok nitelikler bahşettiler; Athena onu giydirdi örneğin, Afrodit ona güzellik verdi, Hermes konuşma verdi falan.


(Prometheus cennetten ateşi çalınca Zeus'un bunun öcünü alması icap etti haliyle, o da ne yaptı? Pandora'yı Epimetheus'a armağan etti. Olaya bak, böyle bir intikam fikri kimin aklına gelir? Kafanız karışmasın; Epimetheus Prometheus'un kardeşiydi. Zeus güzel kızı onun kardeşine vererek Prometheus'a "Hadi bakalım, sen de avucunu yala," demek suretiyle öç almış oluyordu.)


Pandora'ya güzel bir kutu da verilmişti ve hiçbir zaman, hiçbir durumda açmaması da kendisine bir güzel tembih edilmişti. Ne var ki merakının zorlamasıyla, ki bu merak da yine tanrılar tarafından verilmişti kendisine, Pandora kutuyu açtı, açınca da kutudaki tüm kötülükler kaçıp dünyaya dağıldı. Hemen kutuyu kapatmak için yeltendi ama olan olmuştu, bütün kötülükler çoktan kaçmıştı, ancak yalnızca bir tanesi kalmıştı, kutunun en dibinde duruyordu öylece: Elpis, yani umut.


Şimdi gel de merak etme: Umut çok mu kötü bir şeydir ki, bir sürü kötülüğün arasında yer alıyor? Düşün dur.


Pandora yaptığına pişman oldu haliyle. Çok üzüldü, ayrıca Zeus'un gazabına uğramaktan da korktu, zira görevini suistimal etmişti. Gelgelelim Zeus Pandora'yı cezalandırmadı, çünkü bunun zaten olacağını biliyordu. So what?


Sonuç olarak Pandora Bacımız (isterseniz Anamız da diyebilirsiniz) dünyaya ayak basan ilk insan olarak tarihe geçti.


Bir başka görüşe göre de şöyle oldu:


Tanrı bir gün insanları yaratmaya karar verdi. Tüm meleklerini ve cinlerini etrafına topladı ve onlara bu kararını bildirdi. "Ben," dedi, "topraktan insan yaratacağım ve siz de ona secde edeceksiniz." İblis adlı cin itiraz etti, "Hayır canım, olur mu öyle şey, ben ateşten yaratıldım, ateş ki topraktan daha üstündür, nasıl ona secde ederim," falan filan ama para etmedi, sonuçta karar verilmiş olduğu üzere Adem Babamız 0001 seri numarasıyla üretilen ilk insan oldu. O da aynen Pandora gibi toprak ve su kullanılarak yaratıldı. Havva Anamız da onun kaburga kemiğinden yapıldı vesaire.


Yaratılmışların en üstünü olan insandan önce neden melekler ve cinler yaratılmıştı? Onu da merak etmiyor değilim hani.


Cennette yok yoktu. Dilediğin kadar ye iç, gez dolaş, eğlen coş, ama tek bir şeye yaklaşma. Sakın ama sakın, ne yaklaş ne de dokun: Yasak Meyve, yani elma.


Şimdi insan ister istemez merak ediyor, merak etmeyenin aklından şüphe ederim zaten, madem hem Pandora'ya, hem de Adem'le Havva'ya akıl verildi, irade verildi, üstelik merak yetisi de verildi, o halde bunların o kutunun içindekinin ne olduğu merakıyla uykusuz kalacağı, o yasaklanmış ağacın meyvesinden yemek için yanıp tutuşacağı bilinmiyor muydu? Hal böyleyken, bunlara birer suçlu gözüyle bakılmanın biraz adaletsizlik olacağını düşünen yalnızca ben miyim? O kutu Pandora'nın eline neden verildi, kutunun muhafaza edilebileceği başka yer mi yoktu? Madem meyvesinden yemek yasaktı, o ağaç neden Adem'le Havva'nın gözünün önüne konuldu, orada o ağacın yeşereceği başka bir yer yok muydu? Mesela Amazon Ormanları kadar kocaman bir ormanın ortasına konulamaz mıydı?

Bunları eğlenmek için yazdığımı düşünebilirsiniz. Hayır, gerçekten merak ediyorum. Varsa bu sorulara bir yanıtınız lütfen çekinmeyiniz, beni aydınlatınız, size minettar kalırım. Ama bakın, lütfen o eskimiş püskümüş, "Canım, burada amaç insanın imtihan edilmesidir," türünden cevaplar vermeyin, o tür cevapları ben iki yaşımdan beri dinliyorum, emin olun. Varsa yeni, aydınlatıcı bir cevabınız, başım gözüm üstüne.

2 yorum:

  1. Dünya olmadan cennetin bi anlamı varmıydı ki? eğer dünyayı yaşamadıysan tecrübe etmediysen, cennette olduğunu anlayabilir mi ki insan?
    Kızım çizgi filmde kötü perinin iyi periyle olan tuhaf bağlantısından söz ediyor, şaşkın bi şekilde "yani eğer kötü peri olmazsa iyi peri de olmuyor birbirlerine bağlılar aslında". İyi diyorum, her ikiside olmazsa zaten herkes rahat etmez mi? eğer kötü peri yoksa iyi periye de ihtiyaç yoktur, olmaması olumsuzluk yaratmaz.O mu benden öğreniyor ben mi ondan. Karışıyor bazen. Neyse burası kayıttan çıksın, yeni nesil gribin insan zihnine kattığı bulanıklık halinden. Sonuç olarak aslında söylemeye çalıştığım zaten belli doz merak ve yasak, sonucu belli olsada bu özelde havva ile ademin (ahanda pozitif ayrımcılığıma bak havvayı öne yazdım) genelde insanların tecrübe etmeleri gereken bir dünya deneyimine doğru itmiş olsada, yemeyedebilirlerdi yani. Şimdi hep beraber takılıyorduk şol cennetin ırmakları etrafında.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Merhaba semiaa, hoş geldiniz.

      Ben de pozitif ayrımcılık yaptım, dikkat ettiniz mi? Her ne kadar yazıda "Adem ile Havva" yazdıysam da başlıkta yalnızca Havva'nın adını yazdım. :P

      Son söylediklerinize katılıyorum. Evet, gerçekten de yemeyebilirlerdi o yasak ağaçtan. "Hayır, aksi yönde davranmaları mümkün değildi, yemeleri gerekiyordu ve yediler," dendiğinde onlara verilen irade hiçe sayılmış olur, değil mi? Madem Adem'le Havva'nın iradesi vardı, o halde yiyebilirlerdi de, yemeyebilirlerdi de.

      (Kızınızın verdiği örnek güzel. Bahtı açık olsun. Kaç yaşında bilmiyorum ama anladığım kadarıyla daha küçük ve şimdiden felsefeci olmuş. :) Evet, bazı şeyler zıtlarıyla vardır, zıtları olmadığı zaman doğal olarak kendileri de olmazlar. İşte kızınız da örneğini vermiş, iyi ile kötü. İyi olmadığı zaman biz neye kötü diyebiliriz? Gece ile gündüz, büyük ile küçük, güzel ile çirkin... Birbirlerinin varlık nedeni olan kavramlar. Yalnız, dünya ile cenneti bu bağlama koyabilir miyiz, ben oraya takıldım? Tamam, pek çok kötülüğün, çirkinliğin, düzensizliğin olduğu dünya ile her şeyin güzel, mükemmel ve tastamam bir düzen içinde olduğu söylenen cennet arasında bir tür zıtlık ilişkisi kurulabilir. Ne var ki, ikisi birbirinin varlık nedeni değildir burada. Benim merakımın doğduğu nokta şurası: İnsan cennette yaratıldı ve başlangıçta hep orada yaşayacakmış gibi planlandı her şey. Sonra işlediği bir suçtan ötürü dünyaya atıldı. Peki, mantıken dünya bir tür cezaevi olmuyor mu bu durumda? Her neyse, şu an kafamın içindeki soruları buraya yazmaya kalksam hızımı alamayacağım, eminim. İyisi mi bunlar da kayıttan çıksın. Zaten bu yüzden paranteze aldım.)

      Grip olmuşsunuz galiba, çok geçmiş olsun.

      Yine bekleriz, sağlıkla kalın. Kızınıza da sevgiler.

      Sil

Yorumunuzda bir web sayfasına bağlantı vermek istiyorsanız buraya bakabilirsiniz.

Yorumlarla ilgili notlar için buradaki sayfanın sonuna bakabilirsiniz.

Sayfa başına git